Türkiye siyaseti uzun yıllardır derin bir yorulmuşluk içinde. Milletin umudu defalarca kırılmış, siyaset güven kaybına uğramış, gençler hayallerini valizlere sığdırarak başka ülkelere taşımayı seçmişti. Fakat her karanlık dönemin ardından doğan bir ışık vardır; bazen bir fikirle, bazen bir hareketle, bazen de tek bir isimle başlar dönüşüm. O isim bugün artık birçoklarının dilinde, gönlünde ve zihninde Hüseyin Baş
Henüz 30'larının başında olmasına rağmen, ülke meselelerine bakışı, sergilediği soğukkanlı liderlik, ekonomi ve hukuk konularındaki derin bilgisiyle Türkiye'nin ve dünyanın en genç genel başkanları arasında yalnızca yaşla değil, vizyonla da öne çıkıyor. Onun liderliğinde yeniden yükselen Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) ise siyasi partiler arasında artık yalnızca bir alternatif değil; tek gerçek seçenek olarak öne çıkıyor. Çünkü BTP, söylemleriyle değil, doğrudan çözümleriyle konuşan bir parti.
Ekonomide Tek Tez Milli Ekonomi Modeli
Bugün Türkiye'de birçok parti ekonomik sorunlardan söz ediyor. Enflasyonun yüksekliğinden, alım gücünün düşüklüğünden, genç işsizliğinden herkes bahsediyor. Ama çok azı bu sorunlara somut, uygulanabilir, yerli ve milli çözüm sunabiliyor. İşte bu noktada BTP ve Hüseyin Baş fark yaratıyor.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş tarafından geliştirilen Milli Ekonomi Modeli, sadece bir teori değil; bugünün dünyasında bazı ülkelerde uygulanarak başarıya ulaşmış bir gerçekliktir. Bu model, vatandaşın devletle doğrudan temas ettiği, emeğin kutsal kabul edildiği, üretimin ve tüketimin yerli kaynaklarla dengelendiği bir ekonomik sistemi hedefler. Hüseyin Baş ise bu modeli çağın ruhuyla yeniden yoğurarak hem gençlere hem de geleceğe hitap eden bir formatta halkla buluşturuyor.
Bugün BTP, Türkiye'de kendi özgün ekonomik modeline sahip tek siyasi partidir. Bu, başlı başına büyük bir vizyonun ve siyasi ciddiyetin göstergesidir.
Söylemler Değil, Eylemler Konuşuyor
Hüseyin Baş'ın farkı sadece ekonomide değil, tüm alanlarda kendini belli ediyor. O, yalnızca mikrofon başında konuşan bir lider değil; halkla iç içe, sokakta, gençlerle aynı masada oturan, onların derdini dinleyen, samimiyetle çözüm üreten bir lider.
Kadın hakları, hukuk devleti, ifade özgürlüğü, laiklik, inançlara saygı, fırsat eşitliği gibi temel ilkelerde tavizsiz, net ve açık bir duruş sergiliyor. Bu yönüyle, kutuplaşan Türkiye'de birleşmenin adresi haline geliyor. Çünkü onun dili ayrıştırmıyor; birleştiriyor. Ötekileştirmiyor; kucaklıyor. Halkı yönetilecek bir kalabalık değil, birlikte yol yürünecek bir aile olarak görüyor.
Gençliğin Umudu
Bugünün gençleri, eski tarz siyasetle bağ kuramıyor. Gençler artık makyajlı nutuklardan, içi boş vaatlerden yoruldu. Onlar, vizyon görmek istiyor; gelecek planı, bilim, teknoloji, üretim odaklı yaklaşımlar istiyor. Hüseyin Baş, gençliğin bu beklentisine birebir hitap ediyor.
O, sadece genç yaşta bir lider değil; genç düşünen, genç hisseden ve gençlerle omuz omuza yürüyen bir lider. Onun en büyük sermayesi halkın ona duyduğu güven, gençlerin ona duyduğu inanç ve bu ülkeye duyduğu sevgi.
Sosyal medyada ezber bozan çıkışlarıyla, geleneksel siyasetin taş duvarlarını yıkarak ilerliyor. Bu nedenle her geçen gün daha fazla gencin BTP'ye yönelmesi, aslında bir siyasi tercihten öte bir uyanışın göstergesidir.
Türkiye'nin Geleceği Bu Topraklarda Kurulacak
Artık Türkiye'nin başka ülkelere özenen, dışa bağımlı, kendi değerlerinden uzaklaşmış bir yapıya değil; kendi modeliyle kalkınan, kendi insanına güvenen, kendi gençliğiyle dünya sahnesine çıkan bir duruşa ihtiyacı var. Bu duruşu temsil edenlerin başında Hüseyin Baş geliyor.
Bugün Bağımsız Türkiye Partisi çatısı altında birleşen her bir birey, artık sadece bir parti mensubu değil; bir ülkenin yeniden ayağa kalkış hikâyesinin bir parçasıdır.
Ve bizler bu hikâyeyi yazarken, en ön safta yürüyen bir bilgeyle yürüyoruz.
Bir genç liderin azmi, bir partinin vizyonu ve bir milletin yeniden doğuşu…
Bu yol uzun olabilir, zor olabilir… Ama doğru yol budur.
Ve o doğru yolun adı bugün çok net: Hüseyin Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi.