Son dönemlerde gündemi meşgul eden boykot çağrısını ve bu çağrıya karşı çıkan iktidarı konuşuyoruz. Bana soracak olursanız, Cumhurbaşkanı'nın Ocak ayında attığı "Fahiş fiyat uygulayan marketlere yapılacak en güzel eylem boykottur" şeklindeki tweet'ini baz alarak, bu boykotu haklı buluyorum. Zira boykot, anayasal bir haktır.
Fakat iktidar bunu öyle bir lanse etti ki, sanki yerli ve milli markalarımız boykot ediliyor, bu da "milli bir zarar" olacakmış gibi vatandaşa empoze etmeye başladılar. Twitter'da, trol dediğimiz hesaplarla bu söylemi yaygınlaştırdılar.
Şimdi ben soruyorum: Cumhurbaşkanı'nın Ocak ayında yaptığı boykot çağrısında hedef gösterilen zincir marketler yerli değil miydi? Bu marketlerde çalışanlar bizim vatandaşımız değil mi? O zaman bu "milli zarar" olmuyor da, şimdi mi oluyor?
Bir de ne görelim: Bakanlar market market gezmeye başladı. Belli ki talimat tek yerden çıkmış.
Ayrıca bu boykotu destekleyen sanatçılara, oyunculara yönelik bir fişleme operasyonu başladı. TRT'de oynayan oyuncular bir bir kovuldu. 85 milyon vatandaşın ödediği elektrik faturasındaki TRT katkı payı ile ayakta duran bir kanalı, kendi şirketleriymiş gibi yönetmeleri de ayrı bir ironi.
Gelelim yazımızın başlığında bahsettiğimiz "istemsiz boykota"...
İnsanların alım gücü zaten düşmüş. Vatandaş, beş market gezip en ucuz hangisindeyse oradan alışveriş yapıyor. Ticaret Bakanı da çıkmış, 2 Nisan'da "Tüm vatandaşlarımızı alışveriş yapmaya davet ediyoruz, bugün daha fazla satın alın" diye çağrı yapıyor. Arkadaş, zaten bu vatandaş satın alamıyor ki! Çünkü satın alım gücü kalmadı. Erittiniz.
Bu vatandaş zaten istemsizce boykot yapıyor çünkü alamıyor! Sanki vatandaş refah içinde yaşıyor da alışveriş yaparken hiçbir problem yaşamıyor; kalkıp bir de "boykota karşıyız, bugün daha fazla alışveriş yapın" diyorlar.
Halktan o kadar uzaklaşmışlar ki… Aşağıda neler olup bittiğinden haberleri yok.
Gün gelecek, her şey değişecek.
Ama her şey değiştiğinde, çok şey de değişmiş olacak.