İnancımızla Atatürk'ü Buluşturdukça Yeniden Dirilen Bir Türkiye Görüyoruz
Kurban Bayramı'na bir kez daha kavuşmanın huzuru içindeyiz. Bayramlar, milletimizin manevi diriliş anlarıdır. Sadece ibadet değil, aynı zamanda kardeşlik, dayanışma, vefa ve şuur günleridir. Bu şuurla bakıldığında, Kurban Bayramı'nın hatırlattığı en önemli meselelerden biri; inançla milletin, dinle devletin, gelenekle modernliğin barış içinde bir arada yaşaması gerektiğidir.
Bugün, milletimizin hem dini hem de milli değerlerini bir arada taşıyabilen, bu iki kutlu değeri birbirine yabancılaştırmadan bütünleştirebilen bir anlayışa yeniden yöneldiğini görmekteyiz. İnançla Atatürk'ü buluşturdukça, aramızda örülmek istenen duvarların kalktığını, milletin kendi kimliğiyle yeniden barıştığını gözlemliyoruz.
Atatürk'ün Unutulmuş Yönü, Dini Hassasiyeti
Mustafa Kemal Atatürk, çoğu zaman yalnızca siyasi kimliğiyle anılsa da, onun halkın dini hassasiyetlerine duyduğu saygı ve İslam'ın doğru anlaşılması yönünde attığı adımlar yeterince gündeme gelmemiştir. Oysa belgeler, hutbeler ve uygulamalar bize başka bir gerçeği anlatır.
1927 yılında, Atatürk'ün talimatıyla dönemin Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi tarafından hazırlanan Cuma hutbeleri, bu bağlamda dikkat çekicidir. Söz konusu hutbelerde Kurban Bayramı'na dair ibadet hükümlerinden toplumsal sorumluluklara kadar pek çok konuya yer verilmiştir. Hutbeler, Kur'an ve sünnet ışığında halkı bilinçlendirmeyi hedeflemiştir.
Kurban İbadeti Varlıklı Müslümanın Sorumluluğudur
1927 tarihli Kurban Bayramı hutbesi, Kevser Suresi'nin şu ayetleriyle başlar:
"(Ey Muhammed!) Şüphesiz biz sana Kevser'i verdik. O hâlde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes." (Kevser, 1-2)
Devamında, kurban ibadetinin kimler için vacip olduğu açık bir şekilde açıklanır. Hutbeye göre; borç ve zaruri ihtiyaçlar dışında yirmi miskal (yaklaşık 80 gram) ya da daha fazla altını olanlar kurbanla yükümlüdür. Bunun yanı sıra, halk arasında "on üç buçuk Türk altını" ölçüsü de dikkate alınmıştır.
Varlıklı Müslümana şu uyarı yapılır(!)
"Ey hali vakti yerinde olan kimseler! Sakın fakirlere ve muhtaçlara karşı katı yürekli davranmayın. Onlara acıyın!"
Hangi Hayvan Kurban Olur?
Kurban edilecek hayvanların türü, yaşı ve kusursuzluk şartları da detaylıca anlatılır. Sadece koyun, keçi, sığır ve deve kurban edilebilir. Hasta, topal, kör, dişleri dökülmüş hayvanların kurban edilmemesi gerektiği açıkça belirtilir. Koyun ve keçide erkeği; deve ve sığırda ise dişisi tercih edilir.
Zamanı, Usulü ve Etin Paylaşımı
Hutbeye göre, kurban bayram namazı kılındıktan sonra kesilmeye başlanır ve bayramın üçüncü günü akşamına kadar devam edebilir. Gece kesimi ise mekruh sayılır. Etin paylaşımı hakkında sünnete uygun tavsiye şöyle verilir:
- Üçte biri fakirlere,
- Üçte biri eşe-dosta,
- Üçte biri ise ev halkına ayrılmalıdır.
Hz. Peygamber'den Sert Uyarı
Hutbe, Peygamber Efendimizin şu hadisiyle sona erer:
"Hali vakti yerinde olup da kurban kesmeyen kimse bizim namazgâhımıza yaklaşmasın."
Bu ifade, dinî görevlerde tembellik gösteren zengin Müslümanlar için ağır bir ikazdır. Birkaç kuruşu çok gören ama dinin uyarılarını hafife alan bir anlayışa karşı güçlü bir duruştur.
Dindar Atatürk Gerçeği
Mustafa Kemal, yalnızca askeri ve siyasi bir lider değildir. O, aynı zamanda milletin dini inançlarını koruma ve sağlıklı şekilde öğrenmesi için de büyük çaba göstermiştir. Balıkesir Nasrullah Camii'nde hutbe veren ilk Cumhurbaşkanı, her yıl şehitler için mevlit okutan bir devlet adamıdır. Diyanet'e hutbe kitapları hazırlatmış, halkın doğru dini bilgiye ulaşmasını sağlamıştır.
Bugün bu yönüyle anılmayan Atatürk'ü, yeniden ve hakikatiyle tanımanın vaktidir. Onun dini sahiplenen ve koruyan devlet adamı kimliği, günümüz yöneticileri için de önemli bir örnektir.
İslam Coğrafyasındaki Acılar ve Sessizlik
Günümüzde Arakan'dan Gazze'ye, Doğu Türkistan'dan Sudan'a kadar birçok coğrafyada Müslümanlar ağır zulümler altındadır. Ancak İslam dünyasının bu zulümler karşısında sessizliğe gömülmesi, içler acısı bir manzaradır. Bu sessizliğin nedenlerinden biri de İslam'ın içinin boşaltılması ve inancın özünden uzaklaştırılmasıdır. Misyonerlik ve "Dinlerarası Diyalog" projeleriyle İslam'ın toplumsal refleksleri törpülenmiştir.
Dua ve Temennim
Kurban Bayramı münasebetiyle yüce Allah'tan niyaz ediyoruz: Bu milletin dirliğini, birliğini; imanla, ahlakla, adaletle yoğrulmuş anlayışların korumasını nasip eylesin. Hz. Peygamber'in sünneti ve Ehl-i Beyt'in ahlakı, toplumumuzda yeniden canlansın.
Bayramınız mübarek olsun. Kurbanlarınız kabul, dualarınız makbul, sofranız bereketli olsun.