Türkiye'de siyaset sahnesi her geçen gün daha da ilginçleşiyor. Son günlerde Ekrem İmamoğlu'nun başına gelenler, muhalefet kanadında büyük bir hareketlilik yarattı. CHP liderleri ve destekçileri, "demokrasi elden gidiyor" diyerek tepkilerini dile getiriyor, bir nevi seferberlik ilan etmiş durumdalar.
Ancak buradaki büyük çelişkiyi görmek için hafızamızı biraz tazelemek gerekiyor. Daha düne kadar Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında soruşturma açıldı ve kendisi tutuklandı. Ondan önce de Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş hakkında soruşturma başlatıldı. Peki, o zaman ana muhalefet neredeydi? İmamoğlu ve CHP, bu süreçlerde neden sessizdi? O dönem neden "birlik olalım", "demokrasiye sahip çıkalım" çağrıları yapılmadı?
Bunun birkaç temel sebebi var:
1. Muhalefetin Sahte Dayanışması
CHP ve İmamoğlu gibi isimler, sadece kendilerine dokunulduğunda tepki veriyorlar. Demokrasiye inançları, yalnızca kendi konumları tehdit edildiğinde devreye giriyor. Oysa muhalefet dediğin, sadece kendi tabanını değil, ülkedeki her görüşten insanın haklarını savunabilmelidir.
2. Rakip Muhalefeti Görmezden Gelme Politikası
Türkiye'de ana muhalefet partisi, kendisini muhalefetin tek temsilcisi olarak görüyor. CHP dışındaki muhalif partilerin başına gelenler, onların umurunda bile değil. Küçük partiler veya farklı ideolojik çizgideki muhalifler susturulduğunda ses çıkarmamaları, aslında kendi siyasi hesaplarına dayanıyor. Zayıf muhalefet, CHP için bir tehdit değil; aksine bir fırsat.
3. İktidarın Muhalefeti: CHP
AK Parti'nin 23 yıldır iktidarda kalmasının en büyük sebeplerinden biri, CHP'nin beceriksizliği ve sistemin bir parçası haline gelmiş olması. Seçim dönemlerinde "AKP gitsin" diye slogan atan CHP, seçim sonrası AK Parti'nin değirmenine su taşımaktan geri durmuyor. CHP, "muhalefet" gibi gözükerek, aslında iktidarın en büyük sigortası konumunda. Eğer AK Parti'nin karşısında gerçek bir muhalefet olmuş olsaydı, 23 yıl boyunca bu düzen devam edebilir miydi?
4. Halkın Gözünde Güven Kaybı
CHP'nin bu tutarsız tavrı, halkın muhalefete olan güvenini sarsıyor. İnsanlar, "Bunlar gerçekten değişim istiyor mu, yoksa sadece kendi koltuklarını mı düşünüyor?" diye sormakta haklı. Halk, sadece CHP elitlerinin değil, tüm vatandaşların hakkını savunan bir muhalefet görmek istiyor. Ancak CHP'nin tavrı, tam tersini gösteriyor.
Sonuç: Gerçek Muhalefet Nerede?
Eğer gerçekten bu ülkede muhalefet olacaksa, bu sahte "dayanışma" tiyatroları bırakılmalı. Demokrasi, sadece bir partinin değil, herkesin meselesidir. CHP, sadece kendi başı sıkıştığında değil, her durumda adalet için ses çıkarmadıkça, bu ülkede hiçbir şey değişmeyecek. Ve ne yazık ki, CHP böyle devam ettikçe, AK Parti'nin iktidarı da devam edecek.
Türkiye'nin ihtiyacı olan şey, sadece tabela muhalefeti değil, ilkeli ve cesur bir muhalefettir. Bunu başarabilenler çıkana kadar, bu düzen böyle sürüp gidecek...