Ekonomideki mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki genel artışlardır.
Ülkemizdeki enflasyon rakamı, Avrupa ülkelerinin toplam enflasyon rakamının iki katı kadar. İçler acısı bir durum. 2024 toplam dış ticaret açığımız 82 milyar dolar.
344 milyar dolarlık mal ve hizmet ithal etmişiz. Buna karşılık 262 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmişiz. Ekonominin kötüye gitmesinin, doların, altının Türk Lirası karşısında değerlenmesinin ve alım gücümüzün düşmesinin temel sebebi bu.
Türk halkı olarak emeğimizin ziyan olması işte bundan kaynaklı.
Sattığımızdan daha çok alım yapmışız. Hani yerli ve milli idik. Bakanlık verileri incelendiğinde ithal ettiğimiz ürünlerin listesini görünce şaşmamak elde değil. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demekten kendimi alamıyorum.
Buğday, ayçiçek yağı ve arpa başlıca tarım ürünleri. En çok ithal ettiğimiz ürünlerimiz arasında doğalgaz ve petrol ürünleri gelmekte. Makine ve otomotiv yedek parça ürünleri de en yüksek ithal ürün kalemi arasında. Bir yıllık dış ticaret açığımız daha iyi anlaşılsın diye örnek vermek gerekirse:
20 tane üçüncü köprü, 15 tane Marmaray demiryolu, 9 tane yeni İstanbul havalimanı, 30 tane Çanakkale 1915 köprüsü yapılabiliyor.
Ayrıca her bir emeklimize aldıkları maaşların yanı sıra 18 bin Türk Lirası daha maaş verilebiliyor. Emekli maaşı 30 bin TL seviyesine çıkarılabiliyor. 82 milyar dolar açığı kapatmak için ne yapıyoruz? Borçlanıyoruz, ucuza çalışıyoruz,
Emeğimizi yabancıya sömürmesi için altın tepside sunuyoruz. Ekonomik olarak enflasyon pençesinden kurtulamayan halkın hayalleri ve umutları yok oluyor.
Kadına şiddetin artması, aile ve toplumun girdiği bunalım, sorunların katlanarak artmasına sebep oluyor. Çözüm olarak rahmetli Ebedi Genel Başkanımız
Profesör Doktor Haydar Baş Beyefendi Milli Ekonomi Modeli kitabında açıklıyor. Tüketim olmazsa halkın talebe karşılık arzı olmaz. Arz olmazsa üretim olmaz.
Üretim olmazsa piyasa daralır ve para dolaşımı olmaz. Üretim maliyetleri artacağından ürünlerin fiyatlarına zam gelecek ve geliri olmayan tüketici daha fazla bedel ödeyerek enflasyonun oluşmasına sebep olacaktır. Devletin senyoraj (para basma) hakkını da bankalara devretmesi, Üretim maliyetlerindeki artışın sebebidir. Üretim maliyet artışı da enflasyonun artmasına doğrudan sebep olmaktadır. Bağımsız bir ülke, üreten bir toplum, mutlu ve refah içinde yaşayan insanlar olmak istiyorsak gerçekten yerli ve milli ekonomik tedbirleri uygulamak zorundayız. Ekonomi, ülkenin beka meselesidir. Bizi yönetenlerin bizim oylarımıza ihtiyacı olduğunu unutmayalım. Oyumuzu almak isteyen bizi memnun etmek zorundadır. Biz onlara değil, yönetenler bize muhtaçtır.