Ülkemizin tüm meydanlarında tek bir ses hâkim:
"Ya hep beraber, ya hiç birimiz."
CHP Genel Başkanı Özgür Özer ve diğer siyasi parti liderlerinin de çağrılarıyla birlikte İmamoğlu'na destek her gün daha fazla büyüdüğünü görüyoruz.
İmamoğlu'nun en bilinen sloganı olan "Ya hep beraber, ya hiç birimiz" çağrısı ile birlik ve dayanışma vurgusu yapılıyor, toplumsal eşitlik ve adaletin önemine dikkat çekiliyor.
Bu söz, sadece bir liderin halkıyla olan ilişkisini anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye'nin mevcut siyasi atmosferine yönelik bir eleştiridir. İmamoğlu, bu söylemiyle toplumun farklı kesimleri arasında var olan uçurumları kapatmayı, daha kapsayıcı ve eşitlikçi bir yaklaşım dilini tercih ediyor. Toplumsal bağların güçlendirilmesi kritik bir önem taşır.
"Ya beraber ya hiç" anlayışı, bu bağların ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Seçim dönemlerinde sıkça karşılaşılan kutuplaşmalar, sadece bir seçimin değil, tüm toplumsal ilişkilerin gerilmesine yol açarken, İmamoğlu'nun bu mesajı, toplumun birlikte hareket etmesinin gerekliliğini anlatan bir düşünceye dayanıyor. İstanbul gibi kozmopolit bir şehirde, farklı etnik kökenlerden, dini inançlardan ve kültürel geçmişlerden gelen insanları birleştirebilmek, İmamoğlu'nun başarısının ardındaki temel faktörlerden biri olabilir.
Türkiye'de acilen siyasi birlik sağlanmalı ve bu ruh tabana eşitlenmelidir. Toplumsal birlik sağlanmalı, toplumun çeşitli bireylerinin, gruplarının ve kesimlerinin ortak değerler, idealler ve amaçlar etrafında acil toplanması gerekiyor. Erdoğan iktidardan inebilir, İmamoğlu Cumhurbaşkanı olabilir; ancak Türkiye'de mevcut yapıda hiçbir anlam ifade etmez. İfade etmediniz mi?
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş'tan destek ve proje istemek zorundasınız, çünkü ülkenin asıl probleminin tabanında ekonomi ve eğitim yatıyor. Şöyle düşünelim: Bugün İmamoğlu'nun sıkça söylediği söylemler doğru; ancak rahmetli Prof. Dr. Haydar Baş hocam bu söylemleri 30 yıl önce kitabında yazmış ve kurtuluş reçetesini hem mevcut iktidara hem de mevcut muhalefet liderlerine iletmiştir. Sonuç? Türkiye'de siyasetle ilgilenen her kim varsa sınır tanımıyorum, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in milli ekonomi modeli önünde diz çökmeye muhtaçtır. Yakında bunu da göreceğiz, kuşkunuz olmasın. Bakın, ileriyi gören ve reçetesini 30 yıl önce yazan lider, görün ne diyor Haydar Baş: Toplumsal birliğin sağlanması, yalnızca siyasal bir konu değildir, aynı zamanda kültürel ve ekonomik bir meseledir. Ona göre, toplumsal birliği sağlamak için insanların kalpten birbirine bağlanması gerekir. Bu bağ, birbirlerine saygı göstermek, yardımlaşmak ve birlikte kalkınma idealini taşımaktan geçer. Bu anlayış, sadece devletin yapacağı reformlarla değil, bireylerin toplumsal sorumluluklarını yerine getirmesiyle de mümkündür. Tabii ki, ya hep beraber ya da hiçbirimiz; ya istiklal ya ölüm, ya Bağımsız Türkiye Partisi ya da sefalet…