HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 20 NİSAN 2025, PAZAR

Küresel sermaye

25.02.2025 00:00
Küresel sermaye, günümüz dünyasının şekillenmesinde belirleyici bir rol oynayan, sınırları aşan bir güçtür. Bu kavram, sadece ulusal ekonomileri değil, aynı zamanda kültürel, siyasi ve toplumsal yapıları da derinden etkileyen bir yapıdır. Teknolojinin hızla gelişmesi, iletişim ve ulaşım imkânlarının artmasıyla, sermaye artık sadece yerel ya da bölgesel bir olgu olmaktan çıkmış, uluslararası bir boyut kazanmıştır. Küresel sermaye, dünyanın dört bir yanındaki yatırım fırsatlarına erişim sağlarken, aynı zamanda ülkeler arasındaki eşitsizlikleri derinleştiriyor ve ulusal ekonomiler üzerindeki denetimini artırıyor. Küresel sermaye, finansal sermaye ve yatırımların, farklı ülkeler ve bölgeler arasında serbestçe hareket etmesi sürecidir. Bu, büyük çok uluslu şirketlerin, yatırım fonlarının, finansal kurumların ve bankaların dünya çapında faaliyet göstermesiyle mümkün hale gelmiştir. Küresel sermaye, herhangi bir coğrafi ya da politik sınıra bağlı kalmaksızın, en kârlı fırsatları değerlendirmek üzere hareket eder. Bu durum, yerel ekonomilerin ve hükümetlerin uluslararası sermayenin talepleri karşısında ne derece esnek ve bağımsız olabileceğini sorgular hale getiriyor. Küresel sermaye, günümüzde büyük ölçüde finansal piyasalar aracılığıyla hareket eder. Yatırımcılar, büyük teknoloji devleri, enerji sektöründeki şirketler ve sanayi üreticileri, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere, sermaye akışlarını yönlendiren aktörlerdir. Sermayenin bu serbest hareketi, birçok açıdan ekonomik büyümeyi teşvik ederken, bir yandan da büyük eşitsizliklere yol açıyor. Örneğin, gelişmekte olan ülkelerde yapılan yatırımlar genellikle kısa vadeli kâr arayışına yöneliktir ve bu durum, yerel ekonomileri sürdürülebilir kalkınma açısından zayıflatabilir. Küresel sermayenin ekonomik alanı aşarak siyasete de yansıması kaçınılmazdır. Finansal güç, sadece para kazanma aracı olmaktan çıkıp, siyasi iktidarların şekillenmesinde de etkili olmaya başlar. Büyük yatırımcılar ve şirketler, hükümetler üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor ve kendi çıkarlarını koruyabilmek için çeşitli politikalar geliştirilmesini sağlıyor. Bu durumda, demokrasiye olan inancı sarsabiliyor çünkü halkın iradesi ve çıkarları, ekonomik gücü elinde bulunduran küçük bir elit grubunun talepleriyle çatışabilir. Bir örnek olarak, çeşitli ülkelerde yapılan vergi düzenlemeleri, iş gücü hakları ve çevre politikaları, çoğu zaman büyük uluslararası şirketlerin istekleri doğrultusunda şekillendirilmektedir. Bu şirketler, hükümetlerin alacağı kararları etkileyebilecek kadar güçlü hale gelmiş, adeta "gölge hükümetler" gibi çalışabilmektedirler. Türkiye'de küresel sermaye kaynaklarımızı hızla sömürürken, 83 bin 600 yabancı firma ülkemizde üretim ve ticaret faaliyetlerinde bulunuyor. Altın madenlerimizi, bakırımızı, demirimizi işletiyor. Prof. Dr. Haydar Baş'ın deyimiyle, memleketin balını kaymağını küresel yabancı güçler kullanıyor ve sömürmeye devam ediyorlar.
Furkan Hamza / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--

logo

   E-posta: bilgi(@)berhaber.com
Tüm hakları Ber Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr