HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 19 NİSAN 2025, CUMARTESİ

Gadir-i Hum

17.03.2025 00:00
Her Müslüman Gadir-i Hum bayramını kutlamalı, bilmeyenler öğrenmeli, öğrenenler bilmeyenlere anlatmalıdır. Çünkü bizzat Cenabı Allah hazretlerinin emri ile İmam Ali el-Murteza'nın Allah'ın sevgilisi ve resul'ünün vasiy'i olarak seçildiğini Cebrail a.s ile Cenabı peygamber efendimize haber gönderiyor. Diyebiliriz ki; Allah (c.c.) bir kulunu seviyor ve seçiyor, sonra bir diğer kulunu da seviyor ve seçiyor, üstelik ilk seçtiği kul ile ikinci seçtiği kulu adeta tek vücut, tek bilek, tek yürek yapıyor. Sonra onu melekleri, kulları, canlı cansız görülebilen veya görülmeyen herkese ilan ediyor. Bir kez daha diyebiliriz ki; Ali'yi seven Allah'ı sever, Ali'ye düşman olan Allah'a düşman olur. Hızlıca Gadir-i Hum'u öğrenelim.



Küçük bir nehre sahip olduğu için Gadir-i Hum diye adlandırılan Cuhfe yakınlarındaki bir çöl olan Gadir-i Hum, Mekke şehrine 4 km uzaklıkta yer alıyor. Günümüz yüzyılında adını çok nadiren duyduğumuz Gadir-i Hum, esasen İslam dinine mensup olan tüm din kardeşlerimizin mahrem ve en önemli olaylarından birisidir. Unutturmaya çalışılan bilinen ve gizlenen gerçek (Gadir-i Hum) olayıdır.



Gadir-i Hum tarih boyunca en çok 3 isim ile anılmıştır: 1- Velayetin İlan Günü, 2- Biat Günü (yevmu'l-bey'at), 3- Büyük Gün (yevmu'd-dûh) olarak bilinmektedir. Gadir-i Hum Olayı, hicretin 10. yılı, Zilhicce ayının 18'inde, Kurban Bayramı'ndan sekiz gün sonra, Perşembe günü meydana gelmiştir. O gün Allah (c.c.) tarafından, vahiy meleği aracılığı ile Gadir-i Hum sahrasında halkın toplu bir hâlde Hz. Ali (a.s) ile biatleşme emri şu ayet ile verilmiştir: "Ey şanlı Resul, sana Rabbından her indirileni tebliğ et, etmezsen onun risaletini eda etmiş olmazsın. Allah seni insanlardan koruyacak, emin ol Allah kafirleri muradlarına erdirmeyecek." (Maide 67)



Cebrail (a.s) o gün ilk önce Maide Suresi'nin 67. ayetini getirdi ve Hz. Peygamber'den (s.a.a) Hz. Ali (a.s) ve on bir evladı için halktan biat almasını istedi ve uyardı. Eğer bugün İmam Ali (a.s) ve on bir evladının velayetini ilan edip, onlar için Müslümanlardan biat almazsa peygamberliğini yapmamış olacaktı. Bunun üzerine, Cenab-ı peygamber efendimiz (s.a.a), hutbe için hazırlanan yüksekçe yere çıktıktan sonra, Allah'a (c.c.) hamd ü senada bulunarak şöyle buyurdu: "Ey insanlar, yarın beni size soracaklar. Ne diyeceksiniz?" Orada bulunanlar şöyle cevap verdiler: "Yemin ederiz ki sen, Allah'ın emrini bizlere tebliğ ettin, bize öğütlerde bulundun, diye şehadet ederiz."



Daha sonra Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Müminlere kendisinden daha iyi olan kimdir?" Herkes: "Allah (c.c.) ve Resulü (s.a.a) daha iyi bilirler." diye cevap verdiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.a) vahiy meleğinin getirdiği son ilahî emri insanlara açıkladı. Bu emir, Hz. Ali'ye (a.s) ve onun on bir evladına kıyamet gününe dek biat edilmesiydi. Hz. Peygamber (s.a.a), herkese bu ilahî emri başkalarına da ulaştırmalarını emretti.



Hz. Peygamber (s.a.a), hutbenin sonunda orada bulunan bütün kadın ve erkeklere, Hz. Ali'ye (a.s) biat etmelerini buyurdu. O gün herkes Hz. Ali'ye (a.s) biat etti. Hz. Peygamber (s.a.a); Hz. Ali (a.s) ve on bir evladının velayetini halka duyurduktan sonra Hz. Ali'yi (a.s) hutbesini okuduğu yerde yanına çağırdı. Daha sonra elinden tutarak koltuk altı görülecek şekilde havaya kaldırıp şöyle buyurdu: "Ben kimin mevlası isem, Hz. Ali (a.s) de onun mevlasıdır."



27.07.2021 tarihli Yeni Mesaj Gazetesinde Prof. Dr. Haydar BAŞ hocamın yazdığı bir makalede şu cümlelere yer veriliyor: "Nimet tamamlandı. Yüce Allah benim risaletime, Ali'nin velayetine razı oldu." buyurdu. Yani, Hz. Ali'nin imametinin bilinmesi ile İslam dini tamamlanmıştır. Ve bu Allah'ın emridir. Bu açıdan değerlendirildiğinde Hz. Ali'nin imametini reddetmek, Allah'ın emrine karşı gelmektir. Gadir-i Hum hadisinin yer aldığı 220 Sünni kaynaktan bazıları şöyledir: 1- İmam Fahr-i Razi, Erbain'de bütün ümmetin bu hadis üzerinde icma ettiğini söylemektedir. 2- İbn Kesir, Bidaye, cilt 5, sayfa 212. 3- Ahmed İbn Hanbel, Müsned, cilt 4, sayfa 164, 165, 281. 4- Celaleddin Suyuti, Durrü'l-Mensur. 5- İbn Cevzi, Tezkiret'ül-Havass'il-Ümme, sayfa 17. 6- Nesai, Hasais, hadis no: 66, 95, 96. 7- Buhari, Tarih, cilt 1, sayfa 375. 8- Nişaburi, Sahih, cilt 2, sayfa 325.



İmametin Hz. Ali'nin ve onun evlatlarının hakkı olduğu ile ilgili İmam Gazali'nin görüşü ile konuya son verelim: "Fakat hilafet hususunda delil bütün açıklığı ile ortaya çıktı. Ve konu aydınlandı. Cumhur (müslümanların tamamına yakın çoğunluğu) Gadir-i Hum Hutbesi'ndeki hadisin metninde şeksiz şüphesiz tam icma ve ittifak ettiler. Orada Resulullah şöyle buyuruyor: 'Ben kimin idarecisi isem, Ali de onun idarecisi ve velisidir.'" (İmam Gazali'nin Sırr'ul Alemeyn ve Keşfi ma fi'd Dareyn, sayfa 16-18) "Dolayısıyla icmaya ve icma ile sabit naslara aykırı olarak teviller üretmek batıldır. Eğer onun hilafetini kurtarmak için 'icma hâsıl olmuştu' derseniz, şüphesiz bu da doğru değildir. Çünkü onun hilafetinde icma yoktur. Nasıl olsun ki? Hz. Abbas ve evlatları, Hz. Ali ve zevcesi Hz. Fatıma ve evlatlarının hiç birisi biat halkasında bulunmadılar. Dahası Sakife'de bulunanların bile birçoğu muhalefet ederek oradan ayrıldılar." (İmam Gazali, Sırr'ul Alemeyn ve Keşfi Ma fi'd Dareyn, sayfa 16-18) Hz. Ali Efendimizin ve Hz. Fatıma'nın imametin Hz. Ali'nin hakkı olduğuna dair beyanları ortadadır. Kısaca Gadir hadisinde yer alan Hz. Ali'nin 'halife ilanı' inkârı mümkün olmayan bir hakikattir. Gadir Bayramı bütün Müslümanlara mübarek olsun.
Furkan Hamza / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--

logo

   E-posta: bilgi(@)berhaber.com
Tüm hakları Ber Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr