Türkiye'deki gençlik, ülkenin geleceği açısından büyük bir öneme sahiptir. Ancak, gençlerin fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilecek pek çok tehdit bulunmaktadır.
Bu tehditler, teknolojik gelişmeler, toplumsal değişimler ve kültürel dönüşümlerle günlük ve anlık olarak değişebiliyor.
Gençliğin karşı karşıya olduğu bu tehditleri, daha sağlıklı bir toplum ve gelecek inşa edebilmek adına dikkatle analiz ediyoruz.
Dijital çağın hızlı gelişimi, gençlerimizin hayatlarının her alanında teknolojiye bağımlı hale gelmelerine neden oluyor.
Özellikle sosyal medya platformları, video oyunları ve internetin sunduğu diğer imkânlar, gençlerin zamanlarını verimli kullanmalarını engellemekte ve dijital bağımlılığa yol açmaktadır. Bu durum, gençlerimizin sosyal becerilerini geliştirmelerini engellerken, depresyon, anksiyete ve yalnızlık gibi psikolojik hastalıklara yol açıyor.
Uyuşturucu ve alkol kullanımı yine gençlerimiz arasında giderek artan bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Sosyal çevre, ailevi problemler, maddi yetersizlikler ve toplumsal baskılar gibi faktörler, gençleri bu tür zararlı alışkanlıklara sevk ediyor.
Ülke yöneticileri olarak, devlet kurumlarımızın çabalarının yetersiz kaldığını, sorunların merkezine indikçe sebep unsurlarının arttığını, ancak çözüm olarak yetersiz olduğunun da açıkça görüyoruz. Ayrıca, uyuşturucu ve alkol, sadece fiziksel sağlığı tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda gençlerimizin akademik ve sosyal başarılarını da olumsuz etkiliyor.
Erken yaşta başlayan madde kullanımı, uzun vadede bağımlılıkla sonuçlanarak bireylerin hayatını ciddi şekilde karartıyor. Gençler, özellikle ergenlik döneminde, kimliklerini bulma ve toplum içinde kabul görme çabası içindedirler. Ancak, aile içindeki aşırı baskılar, toplumsal beklentiler ve ekonomik zorluklar, gençlerin psikolojik durumunu olumsuz etkileyebilir. Aile içindeki şiddet, boşanma veya ekonomik krizler gibi unsurlar, gençlerin duygusal dengesini bozarak depresyon, anksiyete ve intihar gibi ciddi sorunlara yol açabiliyor.
Eğitim, bir toplumun kalkınması ve bireylerin hayatlarını daha iyi bir şekilde inşa etmeleri için kritik bir faktördür. Ancak Türkiye'de eğitimdeki fırsat eşitsizlikleri, niteliksiz eğitim altyapıları ve öğrencilerin geleceğe dair belirsizlikleri, gençlerin potansiyellerini tam anlamıyla kullanmalarını engellemektedir. Bunun yanı sıra, üniversite mezunu gençlerin iş bulamama korkusu, gençleri umutsuzluk içinde bırakmaktadır. Yüksek işsizlik oranları, gençlerin kariyer hedeflerinden sapmalarına ve sosyal hayatta dışlanmalarına neden olabilmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanım, kurada hemen göremeyeceğiz ama benim yeğenim Arif Dağhan'ın adını da telaffuz etmek istiyorum.
Benim yeğenim, hiç olmazsa size bir selam versin. Kurada da adını görürüz. Bizler de vatandaş olarak gençlerimizin nasıl harcandığını, intihara sevk edildiğini açıkça görüyoruz. Özellikle büyük şehirlerde artan suç oranları ve şiddet olaylarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Sokaklarda yaşanan şiddet olayları, çeteler ve organize suçlar, gençlerin güvenliğini tehdit ediyor. Suçla mücadele konusunda yetersiz politikalar ve denetim eksiklikleri, gençlerin suça sürüklenme riskini artırıyor. Özellikle yandaş olamayan düşük gelirli ailelerin çocukları, bu tür olumsuz çevresel faktörlerden daha fazla etkileniyor. Toplumların kültürel değerleri, bireylerin doğruyu yanlıştan ayırt etmelerini ve sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlayan önemli bir kılavuzdur. Ancak küreselleşmenin etkisiyle, Türkiye'deki gençler geleneksel değerlerden giderek uzaklaşmakta ve batı kültürünün etkisiyle yeni davranış biçimlerine yönelmektedirler. Bu, bazen gençlerin kimlik bunalımına girmelerine ve toplumsal kurallara karşı bir yabancılaşma hissetmelerine yol açabilmektedir.
Ayrıca, medyanın sunduğu olumsuz içerikler de gençlerin değer yargılarını sarsabiliyor. Gençlerin sağlıklı bir şekilde yetişmeleri için aile, okul, toplum ve devlet iş birliğiyle etkili politikalar ve çözüm önerileri geliştirilmelidir.
Eğitim kalitesinin artırılması, dijital bağımlılıkla mücadele, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve gençlerin psikolojik destek alabileceği mekanizmaların güçlendirilmesi, geleceğin güçlü ve sağlıklı nesillerini inşa etmek için kritik öneme sahiptir. "Bütün ümidim gençliktedir." Mustafa Kemal Atatürk. Bütün ümitsizliklerimiz yaşlanmış siyasiler!
