HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 19 NİSAN 2025, CUMARTESİ

Hırlı mısın, hırsız mı?

27.02.2025 00:00
Hırsızlık, toplumun en temel ve yüz kızartıcı suçlarından biridir. Ancak özellikle ülkemizde son yıllarda dikkat çeken bir olgu var: hırsızların, suçlarını gerçekleştirdikten sonra sergiledikleri pişkinlik. Bu pişkinlik, bazen yakalanmış olmanın getirdiği rahatlıkla, bazen de hiçbir vicdan azabı hissetmeden suç işlemenin doğurduğu bir özgüvenle kendini gösteriyor. TV programları ve anahaber bültenleri her gün hırsızlık haberleriyle çalkalanıyor. Hal böyleyken, hırsızlık yalnızca maddi kayıplara yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal ahlakı, güveni ve düzeni de sarsıyor. Fakat pişkinlik, hırsızlığın etkisini daha da derinleştirir. Hırsızların pişkinliği, genellikle suçun işlenmesinin ardından gösterdikleri tavırlardan anlaşılır. Olay yerine yakalanmadan kaçabilenler, suçu işlerken gösterdikleri soğukkanlılıkla ve hiç de vicdani bir sıkıntı duymadan, suçlarının büyüklüğünü küçümseme eğilimindedirler. Bir hırsızın, suçunu gerçekleştirdikten sonra utanma veya suçluluk duygusu hissetmemesi, toplumun güven yapısını tehdit eder. Böyle bir durum, suçluluğun normalleşmesi anlamına gelir ve toplumda "benim için de olabilir" gibi kaygısız düşüncelerin yayılmasına sebep teşkil eder. Bu pişkinlik hali, sadece suçlunun psikolojisinden kaynaklanmamakla birlikte aynı zamanda toplumdaki ahlaki çöküşün bir yansıması halini alır. Hırsızlık, eski zamanlarda bir tabu olarak görülürken, günümüzde bazen basit bir hata veya geçici bir zorunluluk olarak algılandığını da görebiliyoruz. Birçok kişi, hırsızlık yaparken "işin içinde bir şey yok" diye düşünebilir. Oysa ki, bir toplumu oluşturan bireylerin birbirlerinin haklarına saygı duyması, güvenli ve düzenli bir yaşam alanı yaratmanın temel şartıdır. Sadece suçlunun tavrını değil, aynı zamanda suçun toplumda nasıl algılandığını da manipüle edebilir. Bu tavır, suçluyu bir nevi "kurtarılabilir" veya "yapılabilir" bir birey olarak yüceltir. Oysa ki hırsızlık, sadece mağdurunu değil, toplumun genel yapısını da bozan, adaletin işlemesine engel olan bir eylemdir. Hırsızların pişkinliği, yüzsüzlüğü etkilerini daha az dikkate almak veya suçluya karşı daha az sert bir tutum takınmak gibi yanılgılara sebep olabilir. Bu noktada, toplumun hırsızlık gibi suçlara karşı daha keskin bir tutum sergilemesi gereklidir. Pişkinliği bir savunma mekanizması olarak değil, ciddiyetle ele alması, suçluların kendilerini yargılanırken doğru bir şekilde değerlendirmeleri için önemlidir. Her suç, sadece suçluya değil, o suçun işlendiği topluma da zarar verir. Suçlu, itici ve yüzsüz bir tavırla, toplumun moral yapısına, güven duygusuna ve adalet sistemine olan inancı zedelemekten geri kalmaz. Hırsızlar, kötü amellerine hizmet etmeleri için en çok din, vatan, millet, devlet ve görevlerini bir araç olarak kullanmayı tercih ederler. Allah c.c bizleri ona mahcup edecek fiil, hareket ve düşüncelerden korusun; bu zillete düşen insanları ve bu zillete maruz kalan insanlığı korusun çünkü toplum zedeleniyor!
Furkan Hamza / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--

logo

   E-posta: bilgi(@)berhaber.com
Tüm hakları Ber Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr